Dünyanın orta merkezinde yer alan bir ülkeyiz, bulunduğumuz coğrafya tarihsel süreç içinde medeniyetlerin beşiği olurken aynı zamanda büyük oyunların oynandığı, her daim uyanık olmamız gereken bir coğrafya. En başta bir Müslüman olarak sınırlarımızda yapılan zulümlere içimizde dönen oyunlara seyirci kalmamız söz konusu dahi olamaz. Ancak toplum olarak çoğu yapılana sessiz kalışımız neden. İçimizden olup, vatana ihanet edenlere göz yummamız arka çıkmamız neden? Sahi biz nerde yanlış yapıyoruz?
Kanuni Sultan Süleyman, üç kıtaya hakim olan Osmanlı Devletinin gün gelirde yıkılıp yıkılmayacağını merak eder. Yıkılırsa sebebi ne olur diye düşünür ve zamanın alimi Yahya Efendi ye mektup yazar. Yahya Efendi cevaben “neme lazım” der. Bu cevaba kızan Sultan Yahya Efendi’yi huzura çağırır. Kızarak ne demek bu der. Yahya Efendinin cevabı oldukça ilginçtir. “Sultanım der ne zaman ki bu ülke de ileri gelenler ülkeyi idare edenler ülkenin ve halkın gerçek problemlerinden uzaklaşıp kendi çıkarları için hareket etmeye başlar ve neme lazım derlerse bu ülke yıkılır der. Sonraki süreç herkesin bildiği gibi. Beşik ulemalığı, yeniçerilerin ulufe için isyanları vs. vs. Şimdi ki süreçte benzer.
Ne yapmak lazım. En başta milli bir eğitim sistemi oluşturulmalı. Bu toplumun yaşam biçimine, tarihine geleneğine uygun bir eğitim sistemi. Robot değil insan yetiştirmeye odaklı, ezberci değil bilgiyi bulmaya yönelen bir eğitim sistemi. Öğretmenin verdiğiyle yetinmeyen araştıran sorgulayan bir nesil yetiştirmeliyiz artık. Bilgiyle yüklenen değil bilgiyi arayan. Her söyleneni kabul eden değil eleştiri süzgecinden geçiren yanlış ile doğruyu analiz edebilen bir nesil yetiştirebilmeliyiz. Bilgiyle yüklemeden önce öğrenciye vatan sevgisini aşılamayız. Bu vatanın kolay kazanılmadığını bilmeli ve bunu içselleştirebilmeli öğrenci. Vatanın kutsallığını bilmeli ve bunu bütün her şeyin önüne koymalı. Ki yeri geldiğinde kendi ülkesini vatanını batıya, AB ye, ABD ye şikayet etme gibi bir gaflet ve ihanet içerisinde olmasın. Kendi çıkarları için vatanından kaçan, ülkesi aleyhine dışarıda planlar yapan bir nesil maalesef bu eğitim sistemi içerinde çıktı. Bunları takip edenlerde bu eğitim sisteminin bir ürünü. Yanlış işte burada. Biz kimleri yetiştiriyoruz?
Biz kimlerin bize çizdiği hayatı yaşıyoruz acaba. Acaba biz kimlerin doğrularıyla yaşıyoruz. Kimlerin kucağına bırakıldı acaba bir nesil. Şimdi en azından gelecek kuşakları kurtarma adına önemli adımlar atılmalı. Pragmatist bir yapıdan kurtararak milli ve manevi duygularla donatmalıyız gençlerimizi. 15 Temmuz darbe girişimi gösterdi ki henüz bu milletin mayası bozulmamış, yıpranmalar olsa da özü hala temiz. Bize düşen bu özü bulup tekrar uyandırmak. Bu milleti fabrika ayarlarına geri döndürmek. İnan ki bunu yapabilirsek kim gelirse gelsin dışarıdan, eğilecek tek bir baş bulunmayacak. Kanla çizildi bu vatanın sınırları tek damla kan kalana kadar bölünmeyecek. Şanla şerefle dolu tarihimizin tek bir satırını bile karalamaya, yok saymaya gücü yetmeyecektir kimsenin.
Şimdi artık yeni bir başlangıç zamanı. Öncelikle içimizde ki hainleri temizleme vaktidir. Bu vatana ihanet edenin bu topraklarda alacak tek bir nefesi olamaz. Kimlere hizmetkar olmuşlarsa varsınlar orada sürsünler o sefil hayatlarını. Kime şikayet ediyorlarsa gidip onların önünde el etek öpsünler. Bize düşen neslimizi uyandırmak. Bu neslin gözünü açmak. Vatana millete ihanet içinde olup, seçilmiş devlet başkanına aşikar bir şekilde hakaret edipte hala dokunulmamışların olduğu bir ülke var mı acaba. Şimdi bir ve birlik olma vaktidir. Şimdi özümüze uygun bir eğitim sistemiyle vatana millete bağlı, vatanı bütün değerlerden öncelikli tutan bir nesil yetiştirme vaktidir.