Bilimle mi Hikmetle mi?

18.03.2023 18:26:25
Şerif Yetkin

Şerif Yetkin


Evvela sonda söyleyeceğimi başta söylemek isterim.
Ayakları yere basan insanoğlu için olayları değerlendirirken ikisinden biri ihmal edilirse ne sağlıklı bir sonuca gitmek mümkün olur ne de bu olayların içinde barındırdığı gizil işaretlerin idrakinde olunabilir. Onun içindir ki, her ikisini birarada düşünüp ona göre bir zihin yapılanması içine girilmelidir.
En basitinden insanı ele aldığımızda bilimsel olarak yaklaşırsak sadece onun bedensel, fizyolojik yani cesedi yönüyle anlamaya çalışırız. Peki insan sadece cesetten mi ibaret?
Elbette ki hayır. Çünkü insanın cesedini harekete geçiren ve ona canlılık emareleri veren ruhi yönüdür. Ondan hikmetle eşyaya, doğaya, insana baktığımızda bu iki yönü bir arada düşünmek, değerlendirmek elzemdir. Bu sebepledir ki bilim adamları ve dini ilimlerle ilgilenenlerin bu bakış açısına sahip olması gerektiği kanısındayım. Yani bilim adamlarının özellikle doğa olaylarını incelerken insanlar üzerindeki etkisine binaen en az bir maneviyat şuurunu bilmesi, dini ilimlerle ilgilenenlerin de doğa olaylarının insanlar üzerindeki etkisini incelerken en az ilmi bir şuuru bilmesi gerekir.Bu, yeniden sağlıklı bir şekilde ayağa kalkma adına geleceğimizi önemli bir ölçüde etkileyebilecektir.

Evet doğada yaşanan her şeyin bir bilimsel açıklaması vardır yada olabilir.
Ki zaten bilimleri ve ilimleri kuşatan ve sırrına vakıf olan da Yüce Rabbimizdir.
Peş peşe yaşanan depremler, seller, gök gürmeleri, dolu vs...
Bunlar birbiri ardınca rastlantısal olabilir mi?
Sadece tabiat olayları ve doğanın zaten kendisinde var olan şeylerdir gibi ifadelerle geçiştirilebilir mi?
İki görüş öne sürülebilir ki en nihayetinde bir sonuca çıkar zannımca...
1) Evet rastlantısaldır ve doğanın kendisinde vardır. Çünkü sadece bir bölgeye ait olan bu afetler niçin diğer yerlerde de yok?
2) Birincisini de içinde barındıran fakat içinde hangi hikmetlerin, sebeplerin, dengelerin olduğu ve hiçbir şeyin Yaratıcının koyduğu sünnetullah dışında gerçekleşmeyeceği hakikati olan, Rabb'in her daim tüm evrene hakim olduğu Kur'an-i görüştür...
Hâsılı kelam, Rabb'in ilahi tecellesinde her zaman insanoğlunun idrak edemeyeceği nice işaretlerin gizli olduğudur.
Ki zaten ayet -i kerime bize bunun biz insanlar tarafından idrak edilebilemeyeceğini belirtir:
"Hem sizin hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı, sizin hoşlandığınız bir şey de sizin için şerli olabilir: Allah (hakkınızda hayırlı olanı) bilir, ama siz bilemeyebilirsiniz"...

Akıbetimiz hayra vesile ola ve hayırla sonuçlana!... 

Bu yazı toplam 363 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ


Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Sincik Gündem | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.